Edirne Okul Yemeği Koalisyonu adına açıklama yapan Benay Gürsel, sosyal devletin temel gereği olarak dünyanın her yerinde temel hak olduğunu dile getirdi.
Artan yoksulluğun Türkiye’de en çok çocukları etkilediğini, meselenin bütçe yetersizliği değil, kamusal kaynakların çocuklar için kullanılmaması olduğunu ifade eden Gürsel, açıklamasında şunlara yer verdi:
“Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu olarak aylardır ülkemizin her yerinde çocuklarımızın okul yemeği ve temiz su hakkı için mücadele yürütüyoruz.
Sosyal devletin temel gereği olarak okul yemeği kamusal haktır ve eşit yurttaşlık hakkıdır. Okul yemekleri programları dünyanın her yerinde ihtiyaç temelli bir gıda desteği değil temel bir yurttaşlık hakkı ve kamu hizmeti olarak görülmektedir. Okul yemeği programları Norveç’ten Şili’ye, Hindistan’dan Kenya’ya 418 milyon çocuğa ulaşarak, yüzü aşkın ülkede uygulanmaktadır.
Kamuda tasarruf genelgesinin yayınlanması ile birlikte taşımalı eğitimde uzun yıllardır süren ikili eğitim gören öğrencilerin okul yemeği uygulaması kaldırıldı. Deprem bölgesinde okul öncesi ile sınırlı olan okul yemeği uygulaması 2024-2025 eğitim öğretim yılı başından itibaren okullarda uygulanmıyor. Ancak genel seçimden bugüne üç kez özel meslek liselerine yüzde yüze varan oranda teşvik açıklandı. 26 Eylül 2024 tarihinde Resmi Gazete’ de yayınlanan yönetmelikle deprem bölgesindeki özel okullara destek açıklandı. STK adı altında yapılara 2024’ün ilk 6 ayında 100 milyara yakın kaynak aktarıldı. Daha onlarca örnek sayılabilir.
Verdiğimiz örnekler üzerinden ortaya çıkan hakikat açıktır. Mesele kaynak olmaması değil, var olan kamusal kaynakların çocuklardan yana kullanılıp kullanılmayacağı meselesidir. Karar vericiler bu bütçe döneminde bir kez daha bütçenin çocuklardan, kamusal eğitim hakkından yana kullanılıp kullanılmayacağı politik tercihi ile karşı karşıyadır.
ARTAN YOKSULLUK EN ÇOK ÇOCUKLARI ETKİLEMEKTEDİR
TÜİK İstatistiklerle Çocuk 2022 raporuna göre ülke nüfusumuzun yüzde 27’sini 0-17 yaş arası çocuk nüfusu oluşturmaktadır. Çocuk nüfusunun dörtte üçü okul çağındadır. Rapora göre; ülkemizde diğer besinlere göre daha ucuz olduğu için ekmek, makarna gibi yiyecekleri tüketen çocuk oranı yüzde 62,4; her gün meyve tüketebilen çocukların oranı yüzde 50,5; sebze tüketebilen çocukların oranı yüzde 33, et, balık tüketebilen çocukların oranı ise yüzde 10,2’dir.
Ülkemizde 0-4 yaş aralığındaki çocuk sayısı yaklaşık 6 milyondur. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’na göre 5 yaş altı çocuklarda bodurluk yüzde 10’a ulaşmıştır. TTB ve SES’in Hatay’ın Antakya, Defne, Samandağ ilçelerinde 600’e yakın çocuğu gözlemlediği araştırmasında elde edilen bulgulara göre 5 yaş altı çocuklarda bodurluk ve zayıflık oranı artmış durumdadır. Bodurluk yetersiz beslenme sonucu oluşur ve zayıflıktan farklı olarak kalıcıdır.
Tüm veriler artan yoksulluğun çocukları ne denli etkilediğinin açık kanıtıdır. Sağlıklı beslenme ve çocukların yoksulluktan kaynaklı gıdaya erişememe noktasında yaşadığı eşitsizlikler karşısında okul yemeği en etkili kamusal tedbirdir.
OKUL TERKLERİ HER GEÇEN YIL ARTMAKTADIR OKUL YEMEĞİ OKUL TERKLERİNİN ÖNLENMESİNDE EN ETKİLİ ÖNLEMDİR
Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı örgün eğitim istatistikleri okul terklerinin her geçen yıl hızla arttığını göstermektedir. 2023-2024’te eğitim dışındaki çocuk sayısı yüzde 38,4 artarak 612 bin 814’e yükselmiştir. Karşılaştırmalı farklı veriler üzerinden okul dışına çıkışı değerlendirdiğimizde bu sayının buzdağının görünen yüzü bile olmadığını görüyoruz.
Okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde okul yemeğinin; okul terklerinin, çocuk işçiliğinin, çocuk yaşta evliliklerin önlenmesinde ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında en etkili kamusal önlem olduğu bilimsel verilerle ortaya çıkmaktadır. Örneğin; Pakistan’da 1998-2004 arasında her ay okula 20 gün gelen kız öğrencilere 4 litre yağ verilmesiyle okullaşma oranı altı yılın sonunda yüzde 135 oranında artmıştır.
Okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde okul yemeğinin temiz suya erişimin; akademik başarının artışında, çocukların psikolojik açıdan desteklenmesinde, gıda güvenliği konusunda, bireylerin gıda kaynaklı hastalıklardan hastalanma riskini en iyi/uygun şekilde azaltacak yöntemlerle hazırlanması, saklanmasında, biyolojik çeşitliliğin korunmasında, yerel ve ulusal ekonomiyi, küçük üreticileri güçlendirmede, kooperatifleşmenin yaygınlaşmasında, başta kadınlar olmak üzere istihdamın desteklenmesinde katkıları bilimsel verilerle ortaya konulmaktadır.
Okul yemeği lütuf değil tüm çocukların, gençlerin kamusal hakkıdır. Okul yemeği kamusal haktır ve okul yemeği programlarını uygulamak sosyal devlet ilkesinin gereğidir. Kamu eliyle, kamu kaynaklarıyla okul öncesinden yükseköğretime tüm öğrenciler için okul yemeği ve temiz suya erişim için yeterli bütçe ayrılmalı bir an önce okul yemeği programı hayata geçirilmelidir.”