Edirne’deki Özel bir hastanede görevli Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Adil Yılmaz kene ısırmalarını, yapılacak erken önlemleri ve Kırım -Kongo Kanamalı Ateşinin(KKKA) nin tarihçesine anlattı. Yılmaz, havaların ısınmasıyla halkın daha dikkatli olması gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi:
“Keneler hayatlarını ektoparazit olarak sürdürürler ve kan emerek yaşarlar. Kan emmedikleri zaman yaşama şansları yoktur. İnsanlarda ve hayvanlarda hastalıklara neden olabilirler. Keneler genellikle bahar ve yaz aylarında aktif hale gelirler. Kış aylarında ise kuytu alanlarda saklanırlar. Keneler kan emerek hayatlarını sürdürürler. Vücutlarının yüz veya iki yüz katı kadar kan emebilirler. Bu süreçte, insanlara virüs bulaştırabilirler. Kene, yapıştığı yerde yirmi dört saat kadar kalabilir. Kan emme işlemi tamamlandıktan sonra kendiliğinden düşer, ancak bu süre zarfında hastalık etkeni olan virüsü insana bulaştırabilir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), kenelerden bulaşan bir hastalıktır. İlk olarak 1946 yılında Kırım’da, ardından 1956 yılında Kongo’da görülmüştür. Türkiye’de ilk vaka 2002 yılında Tokat’ta tespit edilmiştir. 2019 yılına kadar Türkiye’de toplam 10.800 vaka görülmüş ve bu vakaların 1.800 kadarı ölümle sonuçlanmıştır. Hastalığın ölüm oranı yüzde 3 ile yüzde 30 arasında değişmektedir. Erken teşhis ve tedavi ile ölüm oranı düşmektedir. Kene vücuttan çıkarılmak istenirse, bu işlemin uzman kişiler tarafından yapılması gerekmektedir. Kenenin yanlış çıkarılması, virüsün insana bulaşma riskini artırır.
Kene çıkarılırken kafasının kopmaması ve salgısını bırakmaması önemlidir. Kenelerin çıkartılması için sağlık kuruluşlarına başvurulmalıdır.KKKA belirtileri arasında ateş, halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk, kas ağrıları, öksürük, bulantı ve kusma bulunmaktadır. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde hemorajik kanamalar görülebilir. Erken teşhis ve tedavi ile hastalığın seyri kontrol altına alınabilir. Kenelerden korunmak için açık alanda çalışan çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar ve doğa yürüyüşü yapan kişiler, vücutlarının çıplak yerlerini örtmeli, çoraplarını pantolonlarının içine almalıdır. Kenelerin sevmediği bazı gıdalar olsa da (portakal, limon, nane gibi), bu gıdalara güvenip korunmamak doğru değildir. Kene kovucu losyon veya kremler de yeterli koruma sağlamayabilir. Keneler çevre koşullarına son derece dayanıklıdırlar. 75 derecede inaktive olurlar, ancak tuzlu ve dondurulmuş suda yıllarca canlı kalabilirler. Kenelerin doğal düşmanları olan tavuk, bıldırcın ve güvercin gibi kanatlı hayvanları korumak da önemlidir”.