1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Edirne’de coşkuyla kutlandı. Sendikalar, siyasi partiler, odalar ve sivil toplum örgütleri, Şükrüpaşa İlkokulu önünde toplanarak Saraçlar Caddesi’ne yürüdü.
Saraçlar Caddesi’ndeki program, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, TÜRK-İŞ Edirne İl Temsilcisi ve TES-İŞ Edirne Şube Başkanı Zeki Şişko, DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Caner Makasçı, Birleşik Kamu-İş Edirne İl Temsilcisi Nedim Zobar, KESK Edirne Platform Sözcüsü ve Eğitim-Sen Edirne Şube Başkanı Ahmet Acet, TMMOB Edirne İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Yılmaz Eren’in caddeyi dolduran emekçilere yaptıkları selamlama konuşmasıyla başladı.
Programda 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü konuşmasını DİSK Trakya Bölge Temsilcisi Caner Makasçı ve SES Edirne Şube Sekreteri İnci Sumsal yaptı.
Ortaklaşa yapılan konuşmada şunlara yer verildi:
“Bugün Dünyanın dört bir yanındaki sınıf kardeşlerimizle beraber demokrasiye, adalete, özgürlüğe, eşitliğe, barışa ve kardeşliğe dair umutlarımızı ve taleplerimizi haykırıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında meydanlarda buluşarak, ekmeğimizin her gün küçülmesine, adalet terazisinin tamamen bozulmasına, en temel hak ve özgürlüklerimizin gasp edilmesine karşı hep bir ağızdan dur diyoruz.
Bizler, işçiler, emekçiler, emekliler bu ülkenin büyük çoğunluğuyuz. Bizler üretiyoruz, bizler çalışıyoruz, bizler bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini emeğimizle var ediyoruz ve insanca yaşamayı hak ediyoruz. Ancak bugünlerde değil insanca yaşamak, hayatta kalmak dahi giderek zorlaşıyor. İnsanca yaşayamıyorsak bu ülke fakir olduğu için değil; ülkenin kaynakları yetersiz olduğu için değil. Bu ülkenin kaynakları hepimizi insanca yaşatmaya yeter.
Yeter ki kaynaklarımız rantçılara, sermayeye, faize, saraya, şatafata, silaha, savaşa değil işçilere, kamu emekçilerine, emeklilere ve kamu hizmetlerine kullanılsın.
Yeter ki çarkları zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak için dönen bu düzene bir son verelim.
Ama ülkeyi yönetenlerin tercihi belli! Onlar yoksuldan alıp zengine, emekçiden alıp sermayeye kaynak aktarmayı görev biliyor. Bankalar, holdingler, şirketler karlılık rekorları açıklarken enflasyonun sebebi olarak biz gösteriliyoruz; alım gücümüz gerilemeye devam ediyor.
Tüm dünyada gıda fiyatları düşerken Türkiye gıda enflasyonunda açık ara birinciliğini koruyor. Alım gücümüz enflasyona ezdirilirken KDV-ÖTV, gelir vergisi, vergi dilimi derken cebimiz boşaltılıyor. Vergi yükü bizlerin sırtına yüklenirken sermaye ise keyfine göre vergi veriyor; bir gecede vergileri sıfırlanıyor, affediliyor.
GELİRDE ADALET, VERGİDE ADALET İSTİYORUZ
Yıllardır uygulanan ücretleri geriletmeye yönelik ekonomi politikalarının sonucu olarak borçlanarak yaşamaya mahkum edilen milyonlar, bugün yüksek faizler nedeniyle borç batağında. İşsizlik, özellikle de genç ve kadın işsizliği yeni rekorlara koşarken iş bulanlara da giderek daha düşük ücretler ve daha güvencesiz çalışma biçimleri dayatılıyor.
Açlık sınırına bile yaklaşamayan maaşlara mahkûm edilen emeklilere “banka promosyonu müjdesi” verilerek resmen alay ediliyor. Mülteciler asgari ücretin altında ücretlerle, sigortasız, güvencesiz ve hatta ölümüne çalışmaya mahkum edilerek tüm ücretler baskı altına alınıyor. Milyonlarca mültecinin çaresizliği, sömürüyü artırmak için kullanılıyor.
Bu 1 Mayıs ülkemizde ve dünyada, sermaye düzeninin ve bunlara bağlı otoriter rejimlerin tahrip ettiği demokrasiyi yeniden inşa edecek olan kolektif öznenin meydanlarda boy göstereceği tarih olacaktır.
Bugün 1 Mayıs alanlarında olmak eşitliğe, özgürlüğe, laikliğe, hepimizin eşit yurttaşlar olarak barış içinde, kardeşçe yaşayacağımız bir memleket mücadelesine sahip çıkmaktır. Bugün 1 Mayıs alanlarında olmak emperyalizme karşı tam bağımsızlığı savunmaktır diyor, hepinizin 1 Mayıs Emeğin bayramını, İşçi bayramını bir kez daha kutluyoruz.”